ebook img

Ders kitapları (*pdf) PDF

341 Pages·2015·2.7 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Ders kitapları (*pdf)

A.T. Fomenko Sayılar Yalana Karşı Geçmişin Matematiksel Araştırması. Skaliger Kronolojisinin Eleştirisi. Tarihlerin Oynaması ve Tarihin Kısaltılması. Yeni Kronoloji. İÇİNDEKİLER Türkçe Yayın İçin Önsöz A.N. Şiryayev’ın Önsözü A.T. Fomenko’nun Önsözü Sayılar Yalana Karşı Kitabı Hakkında Özet BÖLÜM 1 : TARİHSEL KRONOLOJİNİN SORUNLARI 1- Avrupa Kronolojisinin Temeli Olarak Roma Kronolojisi 2- Skaliger, Petavius ve Diğer Ruhban Kronoloji Uzmanları. M.S. XVI-XVII. Yüzyıllarda Eski Çağ’ın Çağdaş Kronolojisinin Yaratılması 3- Skaliger-Petavius Kronolojisinin Doğruluğundan Şüpheler XVI. Yüzyılda Doğmuştu. 4- “Eski Mısır’ın” Doğru Kronolojisinin Tespit Edilmesindeki Zorluklar 5- “Antik” Kaynakların Tarihlenmesi Sorunu. Tacitus Ve Poggio. Cicero ve Barzizza. Vitruvius ve Alberti. 6- Orta Çağ’da Zaman Ölçümü. Tarihçiler "Orta Çağ Tarihlemelerinin Kaosu" Hakkında Konuşuyorlar. Garip "Orta Çağ Anakronizmleri" 7- İncil Metinlerinin Kronolojisi ve Tarihlenmesi 8- Eski Metinleri Okumadaki Zorluklar Ve Belirsizlikler. Seslendirme Sorunu 9- Skaliger Coğrafyasındaki İncil Olayları ve Onlara Bağlı Sorunlar 10- “Eski Çağ” Olaylarının Coğrafi Lokalizasyonlarının Belirlenmesi ile İlgili Zorluklar 11- Kutsal Kitap’ın Coğrafyasının Çağdaş Analizi 12- Yanlış Skaliger Kronolojisinin Sonucu Olarak Esrarengiz Rönesans Dönemi 13- Arkeolojik Yöntemler En Başından İtibaren Yanlış Skaliger Kronolojisine Dayanmaktaydı. 14- Dendrokronolojinin ve Bazı Başka Tarihleme Yöntemlerinin Sıkıntıları 15- Radyokarbon Tarihlemeleri Güvenilir Mi? 16- Radyokarbon Yönteminin Temelini Oluşturan Hipotezlerin Eleştirel Analizi 17- Radyokarbon Yönteminin Arkeolojide Kullanılmasının Revizyona İhtiyacı Vardır. 18- Nümismatik Tarihleme BÖLÜM 2 : ASTRONOMİK TARİHLEMELER 1- D’’ Parametresinin Ay Hareketi Teorisindeki Muammalı Sıçrayışı 2- “Antikçağ” Ve Orta Çağ Tutulmaları Doğru Tarihlenmişler Miydi? 3- “Antikçağ” Tutulmalarının Tarihlerinin Yukarıya Kaldırılması D’’ Parametresinin Davranışındaki Muammaları Yok Ediyor. 4- Astronomi “Antik” Horoskopları Orta Çağ’a Atıyor. 5- Bazı Mısır Zodyaklarını Kısaca Anlatalım 6- Yeni Ahit’teki Astronomi BÖLÜM 3 : VAHİY’DE TARİF EDİLMİŞ OLAN ASTRONOMİK HOROSKOPLARIN YENİ TARİHLENMESİ A.T. Fomenko, G.V. Nosovsky. 1- Yöntemin Ana Fikri 2- Vahiy Ne Zaman Yazılmıştı? Genel Bilgiler i 3- Vahiy’deki Astronomik Horoskop 4- Vahiy’in Horoskobuna Göre Astronomik Tarihlenmesi 5- Vahiy’in Orijinal İçeriğini Yeniden Yapılandırışımız BÖLÜM 4 : ESKI AHİT’TE ASTRONOMİ 1- Kutsal Kitap’ın Eski Ahit’inin ‘Hezekiel’ Kitabında Orta Çağ Astronomisi 2- Eski Ahit’in “Zekeriya” Kehanetinin Yazıldığı Tarih 3- Eski Ahit’in “Yeremya” Kehanetinin Yazıldığı Tarih 4- Eski Ahit’in “Yesaya” Kehanetinin Yazıldığı Tarih 5- Eski Ahit’in “Daniel” Kehanetinin Yazıldığı Tarih BÖLÜM 5 : ESKİ OLAYLARIN TARİHLENMESİNDE MATEMATİKSEL İSTATİSTİK YÖNTEMLERİ 1- Lokal Maksimumlar İlkesi 2- Hükümdarların Hanedanlarının Seçilme Ve Tarihlenme Yöntemi. Küçük Hanedan Tahrifatları İlkesi 3- Frekansların Sönüm İlkesi. Tarihî Metinlerin Zamansal Sıralanması Yöntemi 4- Yöntemin Bazı Somut Tarihî Metinlere Uygulanması 5- Olayların Tarihlenme Yöntemi 6- Frekansların Tekrarlama İlkesi. Suretlerin Bulunması Yöntemi 7- Kutsal Kitap’ın İstatistiksel Analizi 8- Kod Anket Yöntemi. Hükümdarların Biyografilerinin İki Uzun Akımının Karşılaştırılması 9- Eski Coğrafi Haritaların Kronoloji Açısından Doğru Sıralanması ve Tarihlenmesi BÖLÜM 6 : KÜRESEL KRONOLOJİ HARİTASININ KURULMASI VE MATEMATİKSEL TARİHLEME YÖNTEMLERİNİN ESKİ TARİHİN SKALİGER VERSİYONUNA UYGULANMASININ SONUÇLARI 1- Bugün Kabul Gören Skaliger-Petavius Tarihlemeleriyle “Eski Çağ ve Orta Çağ Tarihi Ders Kitabı” 2- “Skaliger-Petavius Ders Kitabı” İçerisindeki Esrarengiz Suret Vakayinameler 3- “Skaliger-Petavius Ders Kitabı” İçerisindeki Esrarengiz Suret Hanedanlar 4- Farklı Yöntemler Vasıtasıyla Elde Edilen Sonuçların Uyumlu Hale Getirilmesi 5- “Skaliger-Petavius Ders Kitabındaki” “Tekrarlamaların” Yerleşiminin Genel Tablosu. Esaslı Üç Oynamanın Keşfedilmesi. Hayalet “Sinüsoit” 6- “Skaliger Eski Tarih Ders Kitabı”, Bir Kısa Orijinal Vakayinamenin Dört Suretini Birbirine Yapıştırmıştır. 7- Orta Çağ Orijinallerinin Yansımaları Veya Hayalet Suretleri Olan “Antik” Olayların Listesi 8- “Eski” Kutsal Kitap Tarihinin Orta Çağ Avrupa Tarihini Kaplaması 9- Günümüze Ulaşan Vakayinamelerde Tasvir Edilen Tarih Tahminen Ancak M.S. X. Yüzyıldan Başlıyor. X. Yüzyıldan Önce Olup Biten Olaylara Dair Hiçbir Bilgimiz Yoktur. 10- İnanılabilir Tarih Ancak M.S. XVII. Yüzyıldan İtibaren Başlıyor. XI-XVI. Yüzyıllardaki Tarih Çok Fazla Çarpıtılmıştır. XI-XVI. Yüzyıllardaki Dönemin Birçok Tarihinin Düzeltilmesi Gerekmektedir 11- Bizim Kronolojik Konseptimizin N.A. Morozov’un Konseptinden Köklü Farkı 12- Eski Çağ’ın Tarihi Yazılırken Hatalı Kronolojik Oynamaların Oluşmasının Sebepleri Hakkında ii 13- XV-XVII. Yüzyıllara Ait Bazı Basılmış Kitap Ve Elyazmalarının Çıkış Tarihleri En Azından Elli Sene Daha Yukarıya Çıkarılmalıdır. 14- İtalya’daki Roma Ne Zaman Kurulmuştu? 15- Bosporus Ve İtalya’daki İki Roma’nın Kuruluş Tarihleri Arasındaki Daha Geç Karışıklık 16- Skaliger Ve Trento Konsili. XVI-XVII. Yüzyıllarda Eski Çağ’ın Skaliger Kronolojisinin Yaratılması 17- XVII. Yüzyılda Yaşayan Orta Çağ Kronoloji Uzmanı Dionisius Petavius’un İki Hayalet “Eski” Yansıması 18- Yeni Astronomik Tarihler Hanedanların Özdeşleştirilmesi İle Uyumlu Hale Gelmiştir 19- Skaliger Tarihinde “Milat’ın Başlangıcı Civarında” Keşfettiğimiz Tuhaf Bir Boşluk, Şimdi Basit Bir Açıklama Kazanıyor. Nosovskiy - Fomenko Yeni Kronolojisinin Ve Ona Karşı Mücadelenin Tarihçesi A.T. Fomenko ve G.B. Nosovskiy. EKLER Ek 1. Tarifin Gramer Analizi. Tukididis’in “Tarihindeki” Tutulmalar. Ek 2. Yıllık Hacimlerin Tarih Kaynaklarındaki Dağılımı Ek 3. Kutsal Kitap’taki Adların Ve Paralel Yerlerin Sıklık Matrisleri. V.P. Fomenko, T.G. Fomenko. Ek 4. İsrail Ve Yehuda Krallarının “Çift Kayıtlı Muhasebesi”. Yehuda Krallığı’nin X-XIII. Yüzyıllardaki Roma İmparatorluğu’nu İktidar Süreleri ve “Biyografi” Hacimleri Açısından Kaplaması. Ek 5. Ermeni Hanedanı. Güya X-XIII. Yüzyıllardaki Roma İmparatorluğu’nun İmparatorları Sıfatıyla XIV-XVI. Yüzyıllarda Hükmeden Çar-Hanlar, Hem Yehuda Kralları ile Hem De Orta Çağ Ermeni Katolikoslari ile Aynı Kişilerdi Ek 6. Kralların Hayalet Hanedanları. Skaliger Ders Kitabının Katmanlı Yapısı KAYNAKÇA YAZAR HAKKINDA iii TÜRKÇE YAYIN İÇİN ÖNSÖZ Bu kitap, Yeni Kronoloji üzerine bir dizi araştırmanın girişidir. Yeni Kronoloji birkaç Rus bilim adamının geliştirdiği yeni ve önemli bir bilimsel alandır. Temel iddiası antikçağ ve Orta Çağ kronolojisinin ve tarihinin bugün kabul edilen versiyonunun önemli oranda çarpıtılmış olduğudur. Buna göre, bu versiyonun XVII. yüzyıla kadar yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bu iddia Yeni Kronoloji’yi geliştirenlerin yarattığı yeni matematiksel, istatistiksel ve gökbilimsel yöntemler temel alınarak oluşturulmuştur. Sonuçta, günümüze ulaşan neredeyse bütün eski yazılı kaynakların gerçekte XI-XVII. yüzyıllar arası dönemde olup biten olaylardan söz ettiği açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak küresel kronolojinin yaratıldığı XVI-XVII. yüzyıllar arası dönemde bu kaynakların büyük kısmı yanlış tarihlenmiş olduğu için ve bu kaynaklarda tarif edilen Orta Çağ olayları suni olarak derin geçmişe doğru, yüzlerce ve hatta binlerce sene indirildiği için, orada XI-XVII. yüzyıllara ait olayların hayali serabını, hayalet yansımasını oluşturmuştur. Bu hayalet, “antikçağ” olarak adlandırılmıştır. Yeni Kronoloji Eski Çağ hakkında oluşan bugünkü görüşü büyük oranda değiştirmektedir. Mesela, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Rusya İmparatorluğu’nun tarihinin, bugün kabul edilene kıyasla çok daha önemli yer tuttuğu görülmektedir. Bu iki hükümdarlığın muhtemelen XIV-XVI. yüzyıllar arasında bir bütün imparatorluk oluşturduğu ortaya çıkmaktadır. Örneğin, İstanbul’un yakınlarında bulunan Beykoz tepesindeki devasa “Hazret-i Yuşa türbesi” gibi meşhur Osmanlı kutsal yerlerinin dünya tarihi için bugün kabul edilene kıyasla çok daha büyük önem taşıdığı öğrenilmektedir. Doğru eski tarihin bilincine varılması biriken birçok yanlış anlamayı açıklamaktadır. Örnek olarak, Rus ile Osmanlı devletleri arasındaki birliğin tarihî olarak çok daha sıkı olduğu açıklığa kavuşmaktadır. Bugün bu durum unutulmuştur. Ancak Yeni Kronoloji’ye göre, Panslavizm ve Türkçülük aslında aynı şeydir. Çünkü güya IV-V. yüzyıllara ait büyük Slav fethi ve XIII-XIV. yüzyıllara ait büyük Türk “Moğol” fethi, büyük ihtimalle, aynı fetihtir. Eski İmparatorluk içinde Slavlar ve Türkler her zaman ortak bir dil bulup anlaşmıştı. Herhalde, bir bütün halindeki Hükümdarlık XVII. yüzyılın başlangıcında dağılmıştır. İmparatorluğun yeniden kurulması teşebbüsleri söz konusu olmuştur. Buna yönelik kuvvetli eğilimler Rus’ta ve Osmanya=Atamanya’da bulunmuştur. Oluşan durumda reformcular müttefik olan Rus’u ve Osmanlı Devleti’ni birbirinden ayırmaya çalışmıştır. Eski İmparatorluğun metropolünün gücünü tükettiği Rus-Türk savaşlarının yeni dalgası başlamıştır. Bu kitabı okumak için, okuyucunun hiçbir özel bilgiye sahip olma ihtiyacı yoktur. Okuyucuda gereken tek şey dünya tarihine yönelik merak ve bu tarihin çok sayıdaki esrarını anlamaya yönelik istektir. Bu kitap doğal-bilimsel yöntemlerin tarihte kullanılmasıyla ilgilenen geniş okur çevresi içindir. A.T. Fomenko iv A.N. Şiryayev’in Önsözü Fomenko’nun 1990 yılında Moskova Devlet Üniversitesi Yayınevi’nden yayımlanan ‘Anlatım Metinlerinin İstatistikî Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması’ başlıklı ilk kronoloji kitabı, olasılıklar kuramı ve matematik istatistiği üzerinde uzman olan A.N. Şiryayev’in bu önsözüyle açılmaktadır. Günümüzde uygulamalı istatistik yöntemleri, çeşitli özlü metinlerin araştırılması sorunları da dâhil olmak üzere bilginin çeşitli alanlarına nüfuz etmektedir. Bu kapsamda, çeşitlilik arz eden sinyallerin tutarlılıkları, genetikte oluşan uzun kodlar, kodlaştırılabilen ve ‘metin’ olarak sunulabilen grafik görüntüler ve gerçek anlatım metinleri, örneğin tarihî vakayinameler, orijinal kaynaklar, belgeler v.s. metin olarak algılanabilir. Bu aşamada ortaya çıkan önemli meselelerden biri, bağımlı olan, yani ‘benzer’, belli düzeyde ortak öze, ortak kökene sahip olan metinleri seçmektir. Mesela suret seçme meselesinde ‘imajların’ büyük toplamında aranana en ‘yakınını’ seçmek önemlidir; uzun tutarlılıkların inceleme meselesinde önemli olan türdeş alttutarlılıkları ve bunların birleşim noktalarını bulabilmektir. Çözümü matematiksel istatistikte ve stokastik süreçler istatistiğinde çok dikkat çeken bilinen bozulma meselesi de bu kapsamdadır. Anlatım metinlerinin incelenmesi ise bağımlı ve bağımsız metinleri (mesela vakayinameler) seçmek, ortak orijinal kaynağa ait olan (böyle metinleri bağımlı olarak adlandırmak gayet doğaldır) ya da tam tersine çok farklı orijinal kaynaklara ait olan (böyle metinleri bağımsız olarak adlandırmak gayet doğaldır) metinleri aramak demektir. Belli ki bu tarz meseleler son derece karmaşıktır. Bunun için, klasik yaklaşımlarla birlikte kaynak araştırmaları gibi belirli araştırmalarda yardımcı olabilecek yeni ampirik- istatistik yöntemlerin kabul edilmesi gerekmektedir. Soyut Matematik Profesörü Fomenko’nun bu kitabı aslında (inanılır bilinir tarihlemeler içeren metinlerle ilişkili olarak) bağımlı ve bağımsız anlatım metinlerini belirlemek ve tarihlemek için bu tarz yeni yöntemlerin geliştirilmesine yöneliktir. Bu kitabın yazarı, bağımlı ve bağımsız anlatım (tarih) metinleri seçmek için kendisinin somut metinler, vakayinameler, orijinal kaynaklar v.s. ile yaptığı geniş deneylerin sonucunda keşfettiği birkaç yeni ampirik-istatistik modele (belirli yasalara uygunluğa) dayanan yeni bir yaklaşım sunuyor. Bu modellerin (istatistikî varsayımların) vakayinamelerin belirli malzemeleri üzerinde sınanması modellerin etkinliğini ispatlamıştır ve metinlerin tarihlenmesi için veya daha ziyade, bu metinlerde tarif edilen olayların tarihlenmesi için yeni yöntemler sunmayı mümkün kılmıştır. A.T. Fomenko’nun sunduğu yöntem sıradan değildir ve okuyucunun, yeni ve belki de alışılmamış mantık yapılarını algılamak için belirli seviyede dikkatini ve çalışkanlığını gerektirmektedir. Aynı zamanda, yazarın başlıca fikirleri, çağdaş matematiksel istatistik açısından gayet akılcı olarak algılanmakta ve uygulamalı istatistik alanında uzmanların düşünme sistemine kolaylıkla uymaktadır. Yazar tarafından elde edilen bilimsel sonuçlar ilginçtir ve belki de bugün uygulamalı istatistik alanında tanık olduğumuz şey yeni ve gayet beklenmedik bir bilimsel disiplinin ortaya çıkmış olması olabilir. Bütün bu sonuçlar, yazarın genelde matematiksel istatistik ve uygulamaları alanında uzman olan akademisyen meslektaşları ile birlikte yaptığı muazzam çalışmalara dayanmaktadır. Bu kitap birkaç bilimsel disiplinin kesişim noktasında bulunan meselelere adanmış olduğu için, farklı alanlarda çalışan uzmanlar arasında temas noktası sağlama sorunları ortaya çıkmaktadır. Bilim adamlarının bir çevresinde alışılmış olan kavram ve terimlerin, diğer meslek ve yönelimlerden gelen bilim adamlarının özel diline çevrilmesi gerekmektedir. Bu v kitabın hem doğal bilimler hem de sosyal bilimlerden gelen okuyucularının bunu akılda tutmaları lazım. Aslında bu tür iletişim (temas) zorlukları tipik olaylardır ve uygulamalı bilimsel sorunun çözümü üzerine çalışan herhangi karma bir grup bilim adamı içerisinde başarılı bir şekilde çözülmektedir. Bu kitabı okuyacakların, saygın profesyonel matematikçiler tarafından yazılan bu kitapta başlanan araştırmalara devam edecek bir grup oluşturması ümit edilmektedir. Kitap, olayların tarihlenmesi için yeni ampirik-istatistik yöntemlerin geliştirilmesinin yanı sıra, geçmiş olayların kronolojisinin çağdaş bilimsel gerekçeleri meselesi üzerine uygulamaları da içermektedir. Kitapta elde edilen ana istatistikî sonucu (yani küresel ‘kronoloji haritası’nın katmanlı yapısı ve onun dört katmanının toplamı olarak temsili) ve onun çeşitli yorumlarını net olarak birbirinden ayırmak gerekiyor. Varsayımlar ve sonuçların yorumları kesin matematik biliminin dışında kalmaktadır ve yazarın vurguladığı gibi, ‘Eski Çağ’ın yeni istatistikî kronolojisinin’ olanaklı yapısına ait olan sonuçları aşırı derecede ihtiyatlı şekillendirmek gerekmektedir. Yazar, eleştirel analizin gerekliliğini ve doğrulanmış gerçeklerin varsayımlardan ve bu gerçeklerin yorumlarından ayırt edilmesi gerektiğini defalarca vurguluyor. A.T. Fomenko’nun sunduğu tasavvur yeni ve bir bakıma beklenmediktir ve her şekilde en titiz incelemeye değerdir. Kitap yüksek bir bilimsel düzeyde yazılmıştır ve matematiksel istatistik yöntemlerin uygulamaları alanında uluslararası bilimsel literatürde eşsiz bir olaydır; hiçbir okuyucu kitaba kayıtsız kalmayacaktır. Ayrıca kitap, okuyucunun, matematikçi ve tarih araştırmacısı olan ve oldukça etkileyici bir kişiliğe sahip bulunan yazar ile tanışmasına imkân vermektedir... Ümit ederim ki, okuyucular kitabı ilk sayfalarından sonuna kadar azalmayan bir ilgi ile okuyacak, en azından oldukça enteresan bir bilimsel problem hakkında bilgi edinecek veya belki kendileri de bu gelecek vadeden yeni bilimsel alandaki araştırmalara katılacaktır. A.N. Şiryayev Uluslararası Bernoulli Matematik İstatistiği ve Olasılıklar Kuramı Derneği Başkanı (1989 - 1991) (A.N. Şiryayev, Rusya Bilimler Akademisi (RBA) üyesi, Profesör, Fizik ve Matematik Doktoru, Moskova Devlet Üniversitesi Mekanik-Matematik Fakültesi Olasılık Kuramı Kürsüsü Başkanı, Rusya Bilimler Akademisi Steklov Matematik Enstitüsü Olasılıklar Kuramı ve Matematiksel İstatistik Bölümü Başkanı) vi A.T. Fomenko’nun Önsözü Bu kitap yazarı tarafından 2013 yılında denetlenip düzeltilerek yeniden yayımlanmaktadır. Bu yayın öncekilerinden hissedilir ölçüde farklıdır. Ayrıca, renkli olan resimler renkli olarak da gösterilmektedir (bunların siyah beyaz gösterildiği önceki yayınlardan farklı olarak). Karşınızdaki yedi ciltlik ‘Kronoloji’nin ilk cildidir (yedi ciltlik araştırma 14 kitaba bölünmektedir). 1. Cilt. SAYILAR YALANA KARŞI - A.T. Fomenko 2. Cilt. 1. Kitap: ANTİKÇAĞ ORTA ÇAĞ’DIR - A.T. Fomenko 2. Kitap: TARİHLERİ DEĞİŞTİRİYORUZ HER ŞEY DEĞİŞİYOR- A.T. Fomenko 3. Cilt. 1. Kitap: YILDIZLAR TANIKLIK EDER - A.T. Fomenko, V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy 2. Kitap: ESKİ ÇAĞLILARIN GÖK TAKVİMİ – A.T. Fomenko, T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy 4. Cilt. 1. Kitap: RUS’UN YENİ KRONOLOJİSİ – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 2. Kitap: RUS TARİHİNİN SIRRI – A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 5. Cilt. 1. Kitap: İMPARATORLUK - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 2. Kitap: ÇARLIĞIN PARLAK DEVRİ- A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 6. Cilt. 1. Kitap: İNCİL RUS’U - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 2. Kitap: RUS-ORDA TARAFINDAN AMERİKA’NIN İSKÂN VE İHYA EDİLMESİ - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 3. Kitap: DÜNYANIN YEDİ HARİKASI- A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 7. Cilt. 1. Kitap: BATILI EFSANE - A.T. Fomenko, G.V. Nosovskiy 2. Kitap: ‘ESKİ’ LATİNCE’NİN RUS KÖKLERİ - A.T. Fomenko, T.N. Fomenko, G.V. Nosovskiy Neden Eski Çağ kronolojisinin sorununu bugün ortaya koyduğumuz ve yeni ampirik- istatistikî yöntemlerle onu yeniden incelemeyi önerdiğimiz merak edilebilir. Şunu hatırlamak gerek: Daha önce, yani XVI-XVII. yüzyıllarda kronoloji matematiğin bir bölümü sayılırdı. Ama sonra tarihçilerin yönetimi altına geçti ve bugün tarihle ilgili çalışmaların genel olarak tamamlanmış ve sadece kısa, genel, kronolojinin yapısını değiştirmeyen tasrihlere ihtiyacı olan bir alanı olarak görülüyor. Ancak, bugün kabul edilen Eski Çağ kronolojisinin içinde derin çelişkilerin bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bunun için bu problem, çağdaş istatistik ve astronomik yöntemler yardımıyla çözme gayretine değer. Matematikçilerin neden saf bir tarihsel mesele olarak görünen bu meseleyi ele aldıkları sorusu sıkça sorulmaktadır. Cevap şudur. Profesyonel matematikçi olarak benim ana ilgi alanlarım kronoloji ve tarih meselelerine uzaktır. Ama 1972-1973 yıllarında gök mekaniğinin önemli sorunlarından birini araştırırken (bkz. 2. bölüm) Eski Çağ’ın tutulmalarının tarihlerine rasgelmiştim. Söz konusu olan, Ay’ın hareket teorisinde yer alan ve D'' parametresi adı verilen parametrenin hesaplanmasıydı. Parametre hızlanmayı nitelemekte ve büyük tarih aralığında zaman fonksiyonu olarak hesap edilmektedir. Hesaplamalar meşhur Amerikan astronom ve astrofizikçisi Robert Newton tarafından yapılmıştı. Newton D'' parametresinin son derece esrarengiz davrandığını, yani M.S. VIII-X. yüzyıllarda anlaşılmaz bir sıçrayış gösterdiğini beklenmedik şekilde ortaya çıkarmıştı. Bu sıçrayışı çağdaş çekim gücü kuramı açısından anlatmak mümkün değildi. Bu sıçrayış o kadar anlaşılmazdır ki Robert Newton, Dünya-Ay Sisteminde esrarengiz ‘çekim gücü dışı güçler’ uydurmak zorunda kalmıştır. Mamafih, bu güçlerin kendilerini başka bir şekilde belli etmemesi hayli garipti. vii Bu anlaşılmaz olgu beni bir matematikçi olarak ilgilendirdi. R. Newton’un çalışmasının denetlenmesi, hesaplamalarının yüksek bilimsel düzeyde yapılmış olduğunu, hiçbir hatanın olmadığını gösterdi. Bundan sonra D'' grafiğindeki açıklık benim için daha da tuhaf bir hale geldi. Bu konudaki uzun süreli kafa yorma, beni D''’nin hesaplamalarına dayanan Eski Çağ tutulmalarının tarihlerinin kesinliğini yoklamaya götürdü. Çünkü bu tarihler R. Newton’nun hesaplamalarının temelini oluşturmaktaydı. Bu fikrin bu mesele ile daha önce ilgilenen bilim adamları için yeni bir fikir olduğu ortaya çıktı. Kendisi astroseyrüsefer ve gök cismi ve aygıtlarının yörüngelerinin hesaplama kuramı üzerine tanınan bir uzman olan Robert Newton elbette tarihlere güvendi ve kendisinin keşfettiği D''’nin sıçrayışını mesleki alanından ayrılmadan anlatmaya çalıştı. Yani, Eski Çağ kronolojisinin sıhhatini sorgulamaksızın. Talihim açıktı, ünlü Rus ansiklopedist N.A. Morozov XX. yüzyılın başında Eski Çağ’ın tutulmalarının tarihlerini incelemiş ve bunların hemen hepsinin revize edilmeye ihtiyacı olduğunu ileri sürmüştü. Morozov birçok tutulma için zamanımıza daha yakın yeni tarihler sunmuştu. Morozov’un cetvellerini alıp tutulmaların bugün kabul edilen tarihlerinin yerine onun çıkardığı tarihleri geçirerek, değişen başlangıç verileriyle R. Newton’un hesaplamalarını tekrarladım. D'' GRAFİĞİNİN HEMEN DEĞİŞİP neredeyse yatay muttarit bir hatta dönüşmesi beni şaşkınlığa düşürdü. Bu, geleneksel çekim gücü kuramı ile uyumlu bir sonuçtu. Esrarengiz sıçrayış kaybolmuştu ve fantastik ‘çekim gücü dışı etkileşim’ uydurmaya da ihtiyaç kalmamıştı. Başarılı bir şekilde tamamlanmış bilimsel çalışmanın beslediği memnuniyetin yanı sıra yeni bir ciddi sorunun gündeme geldiği birden anlaşılmıştı. Bu durumda, Eski Çağ’ın bugün kabul edilen kronolojisine nasıl güvenilirdi? Bir yandan, N.A. Morozov’un sunduğu Eski Çağ’ın birçok tutulmasının yeniden tarihlenmesi D'' grafiğinin düzelmesini, gök mekaniğindeki tuhaf çelişkinin yok olmasını ve Ay’ın hareket teorisindeki önemli parametrelerden birinin doğal hareket biçiminin keşfedilmesini sağladı. Öbür yandan, örneğin tanınmış Eski Çağ yazarı Tukididis tarafından ‘Tarih’ kitabında tarif edilen üç tutulmanın bugün kabul edildiği gibi M.Ö. V. yüzyılda değil, M.S. XII. yüzyılda gerçekleştiğini düşünmek mümkün değildi. Sorun şunda saklı. Bilindiği gibi Tukididis’in üçlüğü için gökbilimsel olarak yalnız bir tek gerçek çözümün var olduğu anlaşılıyor, bkz. 2. Bölüm. O zaman kim haklı: Astronomi mi bugün kabul edilen kronoloji mi? Bu soruyu birkaç tanınmış tarihçiye sormak zorunda kaldık. Moskova Devlet Üniversitemizin tarihçileri de bunların içindeydiler. Onların ilk tepkisi ölçülü bir kibarlıktı (gittikçe öfkeli ve bazen de agresif hale geldi). Onlara göre, genel olarak kabul edilen kronolojiden şüphe duymaya hiç sebep yoktu. Bütün tarihler güvenilir biçimde çoktan tespit edilmiş ve Eski Çağ üzerine herhangi bir ayrıntılı ders kitabında sıralanmıştı. D'' grafiğinin belirsiz, yeni, saçma kronoloji üzerine dayandırılan hesaplamalardan sonra doğal görünüme sahip olması pek enteresan değildi. Ayrıca da, matematikçiler matematikle uğraşsınlar ve tarih tarihçilerin yetkisinde kalsındı. Aynı görüşü ünlü L.N. Gumilev bana açıkladı. Kendileriyle tartışmadım, çünkü kronoloji üzerine ilk yapıtlarımı okumaktan kaçınmışlardı. Tarihçilerin cevabı beni tatmin etmedi. Birincisi, kronolojinin, yani tarihlerin hesaplanması meselesinin uygulamalı matematikle doğrudan alakası var. Bu, ayrıntılı gökbilimsel hesaplamaları ve bunların kesinliğinin değerlendirilmesini, takvim sorunlarını, eski yazıların metinlerinin frekans nitelikleri yardımıyla deşifre edilmesini de içermektedir. Burada çok karışık problemler var. İkincisi, çağdaş kronoloji cetvellerinin incelenmesi bu cetvellerin eski tarihleri herhangi bir bilimsel temel olmadan sunduğunu hemen belli etmişti. Bu cetveller en iyi ihtimalle ancak XVI-XVII. yüzyıllarda yapılan ilk kronoloji listelerine, yani nispeten uzak olmayan geçmişe atıfta bulunmaktadırlar. Meseleye dalıp bugün kabul edilen kronoloji viii versiyonunun biricik olmaktan uzak olduğunu keşfedebildik. Farklı ülkelerdeki bilim adamlarının çoktan beri eski tarihlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşıldı. Bunun cevabının sıradan olmadığı ve kavranmasının uzun zaman ve büyük çaba gerektireceği belli oldu. Böylece 1972 yılında bu doğrultuda yoğun çalışmalarım başladı. Sonradan genellikle MDÜ’den uzman matematikçi ve fizikçi meslektaşlarım araştırmalarıma katıldı. Araştırmalar oldukça hızlı gelişti. 1973’ten bu tarafa geçen yıllar içerisinde birçok şey netleşti, son derece enteresan sonuçlar elde edildi. Bu sonuçlar ben ve meslektaşlarım tarafından literatür listesinde sıralanan çeşitli kitaplarda ve bilimsel makalelerde yayımlandı. Bu konudaki ilk yayınımız 1980 yılında çıktı. Zaman ilerledikçe kronolojinin bazı meseleleri hakkındaki görüşümüz değişiyordu. Bu değişimler ana fikre ilişkin değildi ama ayrıntılara yönelik algımızda hissedilir değişiklikler oluştu. Yeni matematiksel tarihleme yöntemleri benim tarafımdan geliştirildi ve birkaç bilimsel makalede, daha sonra da ‘Anlatım Metinlerinin İstatistikî Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması (Bağımlı Metinlerin Seçilip Tarihlenmesi, Eski Çağ’ın İstatistikî Kronolojisi, Eski Çağ Gökbilimi Bildirgelerinin İstatistiği)’ kitabında yayımlandı. 1990’da Moskova’da MDÜ tarafından yayımlanıp 1996 yılında kapsamlı şekilde düzeltilerek ‘Tarih Metinlerinin Matematiksel Analiz Yöntemleri ve Kronolojiye Uygulanması’ ismiyle çıktı (Moskova, Nauka Yayınevi, 1996). Bazı önemli sonuçlar ve yeni yöntemler 1981 yılından sonra benim tarafımdan parlak bilim adamlarıyla birlikte elde edildi. Bunlar, fizik-matematik doktoru Profesör Vladimir Vyaçeslavoviç Kalaşnikov (MDÜ ve Sistem Araştırmaları Bilim ve Araştırma Enstitüsü (SABAE), Rusya, Moskova) ve fizik-matematik doktoru Doçent Gleb Vladimiroviç Nosovskiy (MDÜ Mekanik-Matematik Fakültesi) idi. İkisi de olasılıklar kuramı ve matematik istatistiği alanında uzmanlar. Bazı kitaplarımızın ortak yazarı Tatyana Nikolayevna Fomenko (Şölokova) ise fizik-matematik doktoru ve MDÜ Yüksek Matematik ve Sibernetik Fakültesi Profesörü’dür. Fırsattan yararlanarak V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy ve T.N. Fomenko’ya teşekkürlerimi sunarım. 1981 yılında G.V. Nosovskiy ile işbirliğimiz başladı. Bu işbirliği sonucunda yeni kronoloji üzerine birkaç son derece önemli kitap yayımladık. Ortak çalışmalarımız sayesinde Eski Çağ ve Orta Çağ tarihinin yeniden düzenlenmesinin temel ilkelerini formüle etmek mümkün oldu. XVII. yüzyılda oluşturulan ve bugün kabul edilen tarih versiyonunun büyük hatalar içerdiği ortaya çıktı. Birçok seçkin bilim adamı bunu anlayıp uzunca zaman tartışmıştır, bkz. 1. Bölüm. Ama yeni ve çelişki içermeyen bir tarih ana fikri kurmanın son derece zor bir mesele olduğu anlaşılmıştır. Daha evvel söylendiği gibi, kronoloji üzerine bazı önemli araştırmalar karım Profesör T.N. Fomenko ile birlikte yapıldı. Bunların arasında eski zodyakların gökbilimsel yöntemlerce tarihlenmesi, Kulikovo Savaşı’nın analizi ve Avrupa dillerinin dilbilimsel analizi bulunmaktadır. T.N. Fomenko şu kitaplarımızın ortak yazarıdır: ‘Eskilerin Gök Takvimi’, ‘Eski Latincenin Rus Kökleri’, ‘Neredesin Kulikovo Tarlası’. Bunun dışında ‘Kronolojinin Gökbilimsel Analizi. Almagest. Zodyaklar’ (V.V. Kalaşnikov, G.V. Nosovskiy, A.T. Fomenko, Moskova, Delovoy Ekspress Yayınevi, 2000) kitabının 12. bölümü olan ‘’Eski’ Mısır Dendera ve Esne (Latopolis) Zodyaklarının Gökbilimsel Tarihlenmesi’ kendisi tarafından yazılmıştır. 1973 yılından itibaren çoğunlukla MDÜ’den bir grup matematikçi ile bu meseleyi ele aldım. Hem bilimsel süreli yayınlarda (onlarca bilimsel makale) hem de ayrı kitaplarda yayımlanan enteresan sonuçlar elde edildi. Bizim yeni kronolojimiz ağırlıklı olarak tarih kaynaklarının çağdaş istatistiksel yöntemler yardımıyla analizine ve kapsamlı bilgisayar hesaplamalarına dayanmaktadır. ix Bağımlı ve bağımsız metinlerin ayırt edilmesi meselesi aslında suretlerin ayırt edilmesi meselesidir. Bu mesele bilginin uygulamalı istatistik, dil bilimi, fizik, genetik, tarih kaynaklarının araştırılması v.s. gibi çok farklı alanlarına denk düşmektedir. Mesela tarih kaynaklarının araştırılmasında enteresan olan BAĞIMLI, yani orijinali günümüze ulaşmayan ortak kaynağa dayalı vakayinameler bulmaktır. Diğer yandan, hangi vakayinamelerin BAĞIMSIZ, yani farklı orijinal kaynaklara dayalı olduğunu bilmekte fayda var. Metin kavramı çok geniş biçimde yorumlanabilir. Sembollerin, sinyallerin, herhangi bir kökenden kodların sırası metin sayılabilir. Mesela DNA zincirlerindeki gen kodlarının sırası. Bağımlı metinlerin bulunmasındaki ana sorun şöyle formüle ediliyor: Uzun sinyal dizilerinde metinlerin birbirlerine benzer, birbirlerini tekrarlayan parçalarını bulmak gerekiyor. Bugün ‘benzer suretlerin’ ayırt edilmesinin ve bağımlılığın ortaya konmasının birçok yöntemi bilinmektedir. Biz yeni ampirik-istatistiksel yöntemler sunuyoruz. Bu yöntem hem tarih vakayinamelerinin ve arşiv verilerinin incelenmesine hem de ortak kökenli metinlerdeki homolojik denilen parçaların bulunmasına yarıyor. Bu kitap bazı konulara bölünmüştür. Bu ayrım net olarak tespit edilen istatistik olgularının varsayımlardan ayrılmasına yarayacaktır. Öte yandan, kitabın konulara göre ayrımı farazidir çünkü tüm konular çok sıkı biçimde iç içe geçmiş durumdadır. BİRİNCİ KONU Bağımlı ve bağımsız tarih metinlerinin istatistikî olarak ayırt edilmesi meselesi ele alınmaktadır. Yeni istatistiksel modeller ve varsayımlar benim tarafımdan şekillendirilmiştir. Bu modeller vakayinamelerden aldığımız kapsamlı malzemeler kullanılarak denetlenmiştir. Sunulan modellerin genel olarak doğrulandığı ortaya çıkmıştır. Yazılı bilginin evrimini yöneten ilginç eğilimler bulunmuş, vakayinamelerdeki bilgilere, yeniden yazılırken ya da denetlenip düzeltilirken v.s. ne olduğu öğrenilmiştir. BU EĞİLİMLERİN ORTAYA ÇIKARILMIŞ OLMASI İLK ANA SONUÇTUR. Bulunan eğilimler üzerinde, vakayinamelerde geçen olayların tarihlenmesinin yeni yöntemleri sunulmuştur. Bunun için, incelenen vakayinameler ve belgeler olayların tarihlerinin şüphe uyandırmadığı vakayinamelerle istatistikî olarak kıyaslanmıştır. Yöntemler güvenilir şekilde tarihlenmiş çok sayıda malzeme kullanılarak denetlenmiştir. Bu yöntemlerin XVII-XX. yüzyılların olaylarını anlatan vakayinamelerde uygulanması onların etkinliğini ispatlamaktadır. Elde ettiğimiz tarihler önceden bilinen ve diğer yöntemler vasıtasıyla tespit edilen tarihlerle bağdaşıyor. XVII-XX. yüzyıllardaki AÇIKÇA BAĞIMLI vakayinameler bizim yöntemlerimiz açısından da istatistikî olarak BAĞIMLI çıkıyor. AÇIKÇA BAĞIMSIZ vakayinameler ise bizim açımızdan da İSTATİSTİKÎ OLARAK BAĞIMSIZ çıkıyor. XVII-XX. yüzyılların olaylarını anlatan güvenilir şekilde tarihlenmiş vakayinameleri inceleyince AÇIKÇA BAĞIMLI vakayiname çiftlerini AÇIKÇA BAĞIMSIZ vakayiname çiftlerinden güvenilir biçimde ayıran doğal sayısal katsayıların bulunduğunu 1974-1979 yıllarında keşfedebildik. Temel olarak, bu rakamlar açıkça bağımlı vakayinameler için oldukça küçük ve açıkça bağımsız vakayinameler için gayet büyüktür. O halde, herhangi bir vakayiname çiftini kıyaslayarak ‘yakınlık katsayısının’ değerinin bağımlı vakayinamelerin değerinin alanına mı yoksa bağımsız vakayinameler için tipik değerin alanına mı gireceğini öğrenebiliriz. Tabiatıyla, alanların sınırları deneysel olarak tespit edilmiştir. Yeterince büyük vakayinamelerde bilginin evrimini kontrol eden gizli bağımlılıklar tespit edilmesi, yeni tarihleme yöntemlerinin (şu an sekiz tanedir) geliştirilmesi ve deneysel denetimi ÇALIŞMANIN İKİNCİ ANA SONUCUDUR. Yöntemlerimiz aracılığıyla elde edilen tarihlerin kesinlik iddiası yoktur. Bununla birlikte, bu istatistikî tarihlemelerin önceden x

Description:
Geçmişin Matematiksel Araştırması. Skaliger Kronolojisinin Eleştirisi. Tarihlerin Oynaması ve Tarihin Kısaltılması. Yeni Kronoloji. İÇİNDEKİLER Gesenius. "yazımın bu tarzının ne kadar kusurlu ve belirsiz olduğunu anlamak kolaydır” diye yazmıştır. [765]'den alıntı. T.F. K
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.