Aşık Dertli - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yasal Uyarı: Bu ekitap, bilgisayarınıza indirip kayıt etmeniz ve ticari olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Şiirlerin kopyalanması, gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman Antoloji.Com tarafından yayınlanmıştır. Antoloji.Com tüm bölümleriyle, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'na %100 uygun olarak yayın yapmaktadır. Aşık Dertli (1772 - 1846) 1772 yılında Bolu Çağa'nın Şahnalar köyünde dünyaya geldi. Asıl adı İbrahim. 1846'da Ankara'da öldüğü sanılıyor. Çobanlık yaptı. Gezici aşıklardan saz çalmayı öğrendi. Gençliğinde İstanbul ve Konya'ya gitti. Mısır'a gidip 10 yıl kaldı. Köyüne dönüp evlendi, tekrar İstanbul'a gitti. II. Mahmud döneminde fes giyilmesi kabul edilince fesi öven redifli bir kaside yazdı. Ödül olarak Çağa'ya ayan atandı. Topladığı vergileri zimmetine geçirdi. Görevden alınınca bunaldı intihara kalkıştı. Daha önce Lütfi mahlasını kullanıyordu, bu olaydan sonra Dertli mahlasını kullandı. Ankara, Çankırı, Zile, Amasya'yı dolaştı. Ankara'ya döndü, burada öldü. Koyunpazarı Semti'ndeki mezarı yol açılırken kayboldu. Divan türündeki şiirleri başarılı değildir. Asıl ününü hece vezinli şiirleriyle kazandı. Alevi-Bektaşi inançlarına bağlıdır. Ağır bir dil kullanır, şiirlerinde toplumsal eleştiri ve taşlamalar öne çıkar. Eserleri: Divan türündeki şiirleri başarılı değildir. Asıl ününü hece vezinli şiirleriyle kazandı. Alevi-Bektaşi inançlarına bağlıdır. Ağır bir dil kullanır, şiirlerinde toplumsal eleştiri ve taşlamalar öne çıkar. www.antoloji.com - kültür ve sanat Abdallığın Binasını Sorarsan Abdallığın binasını sorarsan Allah bir Muhammed Alî abdaldır Hakıykat ilminin aslın sorarsan Cümle ululardan ulu Abdaldır. Ben bu Abdallıktan gerüye kalmam Tuttum Abdallığı elden bırakmam Hem Hadîce hem Fatîma hem Selman Kemer-bestelerin beli Abdaldır Muhammed kırklara bir hayal gördü Ol hayal ne imiş aslına erdi Firdevs-i a'lâdan içeri girdi Öten bülbüllerin dili Abdaldır Muhammed kırklara belî bes dedi Alî'yi görünce Allah dost dedi Hak Muhammed Abdal olmak istedi Muhammed Alî'nin yol Abdaldır Dertli kemter anladın mı hisabı Seyyid Battal Gazi Abdülvehhâb'ı Hem doksan bin halifenin sahabı Hünkâr Hacı Bektaş Velî Abdaldır. Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Altım Üstüm Kaç Kuruşluk Altım üstüm kaç kuruşluk Efsaneyim, efsaneyim Aşık olmak dile kolay Bahaneyim, bahaneyim Aşığın gönlü külhanda Çok marifet vardır onda İki kapılı bir handa Mihmaneyim, mihmaneyim Durmaz eser aşkın yeli Buna revan çeşmim seli Ben bir günahkar kul Dertli Divaneyim, divaneyim Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Aşk Ehline Derman Sordum Âlemde Aşk ehline derman sordum âlemde Ne Eflâtun bilir ne Lokman yazar Erbâb-ı aşk olan kalır matemde Anların ahvâlin perişan yazar Bulunmaz âlemde böyle dilrubâ Aşk ü muhabbeti başlara belâ Münkiri öldürmek sevaptır ammâ Zâlim kadı üstümüze kan yazar Dertli aşk yolunda olmuştur gulâm Mastur cebîninde harf-i eliflâm Hâkimler hakkında yazamaz ilâm Yazarsa fermanım Âlîşan yazar Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Bâd-ı Sabâ Benim Hasb-i Hâlimden Bâd-ı sabâ benim hasb-i hâlimden Varıp nazlı yâre dedin, ne dedi Cünun-u aşk ile âşık-ı şeyda Geziyor avâre dedin, ne dedi Ne vakt idi dost iline varışın El bağlayıp divanına duruşun Derdiment Dertli'yi anıp soruşun Gamzesi gaddâre dedin, ne dedi Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Bahar Seli Gibi Dağlar Başında Bahar seli gibi dağlar başında Gör nice duruldum nice bulandım Bir dârüşşifâdan boşanmış gibi Sürüyüp zinciri hayli dolandım Ömrüm helâk ettim dehrin peşinde Yüz bin çile vardır her bir işinde Hicran ocağında aşk ateşinde Ciğer-kebâb oldum gör nice yandım Gâhi sâil gibi düştüm yollarda Gâh Mecnun kıyafet gezdim çöllerde Bir kısmet cem'ine gurbet illerde Çok meşekkat çektim çok yuvarlandım Bıktım o sofunun ibâdetinden Geçtim o tekkenin kerâmetinden Usandım mürşidin icâzetinden Çile-i felekten bezdim usandım Himmeti bu imiş bize pirlerin Hizmetini ettim nice mirlerin Hayli müsellemin çok vezirlerin Sâyesinde bir Dertli'lik kazandım Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Deli Poyraz Gibi Es Kara Bahtım Girdab-ı mihnette kapandın kaldın Vermedin bir yandan ses, kara bahtım! Anladım gafilsin, uykuya daldın Deli poyraz gibi es, kara bahtım! Alemde bir candan korkulmaz iken Pençenden kimseler kurtulmaz iken Aslana kaplana yırtılmaz iken Dedirtir tilkiye pes, kara bahtım! Dertliye çıkar mı bu işin ucu Şimdi farkeden yok altını, tuncu Evvel beğenmezdin mesti, papucu Verdirdin çarığa mes, kara bahtım! Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber Ela gözlerini sevdiğim dilber Güzeller cefadan niçin usanmaz Ne cefadan kaçar ne de rahmeyler Haktan haya edip kuldan utanmaz Düşüp gam-ı hicre berbad olanda Bülbül gibi işim feryad olanda Bir çeşm-i Şirin'e Ferhad olanda Figan ü ahıma dağlar dayanmaz Himmet bize Musa aleyhisselam Bu aşk u sevdayı ben nasıl kesem Dertli yar yoluna can verir desem Gelse mezarımı görse inanmaz Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat Hatırlayıp Sorar M'ola Halimden Hatırlayıp sorar m'ola halimden Kirpikleri kara,kalem kaşlı yar Zikri, fikri gitmez benim dilimden Anadan gülmedik, garip başlı yar. Aşk atına binmiş olsan yarışmaz, Gözüm kanı deryalara karışmaz Çoktan beri küsülüdür barışmaz Benim ile mercimeği taşlı yar. Dertli, zelil -sefil gurbet ellerde Beyhude şöhreti gezer dillerde Paşam gelir diye gözü yollarda Elleri kınalı gözü yaşlı yar Aşık Dertli www.antoloji.com - kültür ve sanat
Description: